Bir hikâye anlatmak istiyorum…
Bazen bir kelimeye sığan anlam, bir ömre eşdeğer duygular taşır. Bugün size “hanımefendi kız” denildiğinde ne anlaşıldığını değil, ne hissedildiğini anlatmak istiyorum. Çünkü bazı tanımlar, sözlüklerle değil kalple yapılır.
Bir Akşamüstü Sohbeti
Günün son ışıkları pencereden süzülürken, Elif ve Mert küçük bir kafede oturuyorlardı. İkisi de uzun bir günün ardından derin düşüncelere dalmıştı. Mert, sessizliği bozarak, “Elif, sence hanımefendi kız ne demek?” diye sordu.
Elif, gülümsedi. “Hanımefendi kız mı? Aslında öyle kolay tanımlanacak bir şey değil. Çünkü o kelimenin içinde sabır var, zarafet var, ama en çok da kendini bilmeyi barındırıyor,” dedi.
Strateji ve Empati Arasındaki Fark
Mert, her zamanki gibi olaya çözüm odaklı yaklaşıyordu. “Yani bir strateji gibi mi? Her duruma uygun davranmak?”
Elif başını iki yana salladı. “Hayır Mert, bu bir strateji değil, bir duruş. Hanımefendi kız olmak, tepki vermeden önce anlamayı seçmektir. Empati kurmaktır. Kendini değil, karşısındakini düşünürken bile kendi değerlerinden vazgeçmemektir.”
Mert düşünceli bir şekilde kahvesinden bir yudum aldı. Onun için dünya, çözülecek problemlerden ibaretti. Elif içinse, hissedilecek insan hikâyelerinden.
Hanımefendiliğin Sessiz Gücü
Bir hanımefendi kız, yüksek sesle değil, sessiz gücüyle var olur. Kapıyı çarpmaz, gözlerini kaçırmaz, sustuğunda bile bir şey söyler. Onun nezaketi bir zayıflık değil, bir tercihtir. Çünkü dünyada kaba olmak kolaydır, zarif kalmaksa cesaret ister.
Bir tartışmada, haklı olduğunu bilse bile sesini yükseltmez. Çünkü bilir ki, karakteri savunma gerektirmez. Elif’in annesinin hep söylediği gibi: “Hanımefendilik, kimsenin görmediği anda bile doğruyu seçmektir.”
Mert’in Fark Edişi
Mert, Elif’i dinledikçe kendi ilişkilerini düşündü. Hep planlı, hep mantıklıydı ama bazen kalp dilini unuttuğunu fark etti. O an Elif’in neden farklı olduğunu anladı. O, başkalarının duymadığı bir tonda konuşuyordu: kalpten.
Hanımefendi bir kız, sadece görünüşüyle değil, hissettirdikleriyle tanımlanır. Gözlerinde güven, sesinde huzur, duruşunda değer vardır.
Hanımefendi Kız Ne Demek?
Bir kelimeyle özetlenemez aslında. Hanımefendi kız; hem zarif hem güçlü, hem kırılgan hem dirençlidir. Gerektiğinde susar ama asla boyun eğmez. Kırıldığında bile kırıcı olmaz. Çünkü bilir ki, gerçek asalet, incelikte saklıdır.
Bir hanımefendi kız, kalbini taşıdığı kadar başını da dik tutar. Başkalarını küçük düşürmeden parlayabilmeyi bilir. Onun ışığı, dikkat çekmek için değil, yol göstermek içindir.
Son Söz
Mert, o akşam Elif’e bakarken düşündü: “Demek ki hanımefendi kız, sadece bir sıfat değilmiş. Bir yaşam biçimiymiş.”
Elif ise gülümsedi. “Hanımefendi olmak, kendini unutmak değil, kendini hatırlamaktır. Ve bunu yaparken dünyayı güzelleştirmektir,” dedi.
O akşamdan sonra Mert, her güçlü kadında, her zarif bakışta o kelimenin anlamını yeniden buldu.
Çünkü “hanımefendi kız” demek; zarafetin, vicdanın ve kalbin bir araya geldiği en özel hâl demekti.
Okuyuculara Bir Soru
Sizce “hanımefendi kız” olmak neyi temsil ediyor? Bir davranış biçimi mi, yoksa bir ruh hâli mi? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın — belki de hepimizin içinde, bir yerlerde bir hanımefendilik kıvılcımı saklıdır.