Kelimelerin Dansı: Bir Konuşma Nasıl Olmalı? Edebiyatın büyüsü, insanın kelimelerle kendini yeniden var etme gücünden doğar. Bir konuşma, yalnızca seslerin birleşimi değildir; duyguların, düşüncelerin ve kimliğin bir yansımasıdır. Bir edebiyatçı için konuşmak, yazmak kadar yaratıcı bir eylemdir. Çünkü her sözcük, anlamın ötesinde bir duygu taşır. Kelimeler, bazen bir karakterin kaderini belirler, bazen bir hikâyenin yönünü değiştirir. Bu yüzden “Bir konuşma nasıl olmalı?” sorusu, sadece dilin değil, insan ruhunun da merkezine dokunan bir sorudur. Konuşmanın Edebî Boyutu: Sözün Estetiği Bir konuşma, tıpkı bir şiir ya da hikâye gibi, bir ritme sahip olmalıdır. Konuşma sanatı, yalnızca düşünceyi iletmek değil, onu estetik bir…
Yorum BırakUfak Tefek Şeyler Yazılar
Kanı Hangi Organ Yapar? Kemik İliği Merkezli, Çok Aktörlü Bir Hikâye Şehirlerin sabah trafiğini izlerken, her şeyin görünmez bir düzenle aktığını fark ederim: yollar, kavşaklar, sinyaller… İşte kan yapımı da vücudun “görünmez trafiği.” Hepimiz “Kanı hangi organ yapar?” diye sorunca tek bir adres bekliyoruz; oysa cevap hem net hem de düşündürücü: kanın ana üretim merkezi kemik iliğidir, fakat sahnede yalnız değildir. Böbrek, karaciğer, dalak ve bağışıklık organları da perde arkasında oyunu yöneten ekip gibidir. Hadi gelin, kökeninden geleceğine bu büyüleyici sistemi beraber keşfedelim. Kısa Cevap: Kanı Asıl Olarak Kemik İliği Yapar Kan yapımının teknik adı hematopoez. Yetişkinlerde bu süreç, özellikle…
Yorum BırakBir hikâye anlatmak istiyorum… Bazen bir kelimeye sığan anlam, bir ömre eşdeğer duygular taşır. Bugün size “hanımefendi kız” denildiğinde ne anlaşıldığını değil, ne hissedildiğini anlatmak istiyorum. Çünkü bazı tanımlar, sözlüklerle değil kalple yapılır. Bir Akşamüstü Sohbeti Günün son ışıkları pencereden süzülürken, Elif ve Mert küçük bir kafede oturuyorlardı. İkisi de uzun bir günün ardından derin düşüncelere dalmıştı. Mert, sessizliği bozarak, “Elif, sence hanımefendi kız ne demek?” diye sordu. Elif, gülümsedi. “Hanımefendi kız mı? Aslında öyle kolay tanımlanacak bir şey değil. Çünkü o kelimenin içinde sabır var, zarafet var, ama en çok da kendini bilmeyi barındırıyor,” dedi. Strateji ve Empati Arasındaki…
Yorum BırakGirişimcilik ve Edebiyat: Kelimelerin Gücü ile Değişen Dünyalar Bir Edebiyatçının Girişi: Kelimelerle İnşa Edilen Dünyalar Kelimeler, insanlık tarihinin en güçlü araçlarından biridir. Onlar, sadece iletişim kurmamızı sağlamaz, aynı zamanda dünyayı şekillendirir, var olanı dönüştürür ve hayal gücünün sınırlarını zorlar. Edebiyat, kelimelerin bu dönüşüm gücünü en yoğun şekilde hissettiğimiz alandır. Bir yazar, kelimeler aracılığıyla dünyayı yeniden kurar, karakterleri canlandırır ve toplumların yapısını gözler önüne serer. Peki ya girişimcilik? Girişimcilik, belki de bir tür edebiyat gibidir; yeni bir dünya kurma, sınırları aşma ve hayallerin gerçeğe dönüşmesi… Bugün, girişimcilik dünyasını edebiyatın derinliklerinden inceleyecek, farklı metinler, karakterler ve edebi temalar üzerinden bu kavramı keşfedeceğiz.…
Yorum BırakHavaş Hangi Havalimanında Var? Bir Yolculuğun Hikâyesi Bazen bir şehirden ayrılırken, bazen de yeni bir şehre inerken insanın içini bir telaş kaplar. Valizlerin ağırlığı, uçağa yetişme heyecanı, sevdiklerinden ayrılmanın burukluğu… İşte böyle anlarda çoğumuzun yardımına yetişen bir isim vardır: Havaş. Bu yazıda, Havaş’ın hangi havalimanlarında olduğunu bir liste gibi değil, küçük bir yolculuğun hikâyesi üzerinden paylaşmak istiyorum. Çünkü sadece bir ulaşım aracı değil, yolcuların anılarında yer eden sessiz bir eşlikçidir. Yola Çıkarken: Mehmet’in Stratejik Bakışı Mehmet, iş seyahatleri için sık sık farklı şehirleri dolaşan biri. Onun için en önemli şey dakiklik ve planlama. Hangi şehirde olursa olsun, “Havaş bu havalimanında…
Yorum BırakGeri Geri Giderken Direksiyon Hangi Yöne Çevrilir? Tarihsel Bir Perspektif Üzerinden Günümüze Bir Bakış Geçmişi Anlamak, Bugünü Anlamaktır Bir tarihçi olarak, her gün geçmişle bugünün iç içe geçmiş karmaşık ilişkilerini keşfederken, tarihsel olayların bazen küçük ama anlamlı ayrıntılarla şekillendiğini fark etmek oldukça öğreticidir. Tarih sadece büyük savaşlarla, devrimlerle ya da siyasi figürlerle değil, aynı zamanda günlük yaşamın sıradan ama önemli akışlarıyla da şekillenir. Bugün, “geri geri giderken direksiyon hangi yöne çevrilir?” gibi sıradan bir soruyu sormak, aslında toplumsal dönüşüm ve bireysel pratikler hakkında çok daha derin bir soruya açılan kapı olabilir. Tarihsel süreçlerde birçok kırılma noktası vardır ve bunlar bazen…
Yorum BırakHamur İşleri Nelerdir? Bir Kokunun, Bir Hatıranın, Bir Sofranın Hikâyesi Bir Sabahın Sıcacık Kokusu Sabahın erken saatleri… Mutfakta un kokusu havada asılı, fırından yükselen sıcaklık evin kalbine dokunuyor. Gözleri hâlâ uykulu olan çocuklar, mutfağa doğru koşarken, anne elinde merdane, yüzünde huzurlu bir tebessümle hamur yoğuruyor. O an, evin her köşesine yayılan o koku, sadece bir kahvaltının değil, bir kültürün, bir geleneğin kokusu aslında. Hamur işleri, Anadolu’nun her köyünde, her evinde farklı bir hikâyeyle yoğrulur. Kimi zaman bir düğünün, kimi zaman bir vedanın, kimi zaman da sessiz bir sabahın kahramanıdır. Hamur İşleri Nelerdir? Hamur işleri, un, su, tuz ve bazen maya…
Yorum BırakEli Hünerli Ne Demek? Psikolojinin Derin Aynasında Yeteneğin İzleri Bir psikolog olarak insan davranışlarını gözlemlerken, her jestin, her dokunuşun ve her üretimin ardında bir psikolojik süreçler zinciri yattığını görürüm. “Eli hünerli” dediğimizde genellikle bir kişinin el becerilerini, üretkenliğini ya da pratik zekâsını överiz. Fakat bu kavram, yalnızca motor koordinasyonla sınırlı değildir. Aslında, “eli hünerli” olmak; bilişsel keskinlik, duygusal denge ve sosyal etkileşim becerilerinin bir sentezidir. Peki, insanın eliyle yaptığı bir şey neden bu kadar değerlidir? Çünkü el, zihnin görünür yüzüdür; insan ruhunun dışa vurum aracıdır. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Hünerin Arkasındaki Zihin Mekanizması Bir insanın “eli hünerli” olarak tanımlanması, genellikle karmaşık…
Yorum BırakArgoda Velet Ne Demek? Felsefi Bir Bakışla Dilin, Etikin ve Varoluşun İzinde Bir filozof için dil, sadece iletişimin aracı değil, aynı zamanda varoluşun aynasıdır. Sözcükler, insanın dünyayı kavrama biçimini, toplumsal hiyerarşiyi ve etik sınırlarını belirler. Argoda kullanılan her kelime, toplumun görünmeyen bilinçaltına açılan bir pencere gibidir. Bu bağlamda, “velet” kelimesi yalnızca bir çocuk tanımı değil; gücün, küçümsemenin, aidiyetin ve değer yargılarının karmaşık bir yansımasıdır. Peki, argoda velet ne demektir? Ve bu kelime, insanın ahlaki, epistemolojik ve ontolojik dünyasında neye tekabül eder? Etik Perspektif: Küçümsemenin Ahlakı Etik açıdan “velet” kelimesi, bir küçümseme, hatta bir dışlama aracıdır. Argoda “velet” genellikle olgunlaşmamış, deneyimsiz…
Yorum BırakDil ile Şükür Ne Demek? Mizahın Diliyle Teşekkür Etmenin İncelikleri Düşünsenize… Sabah kahvenizi döküyorsunuz, ama fincan kırılmıyor. “Ohh hamdolsun!” diyorsunuz. İşte tam da o anda, dilinizin şükürle flört ettiği o sihirli ânı yakalıyorsunuz! Dil ile şükür, işte bu küçük ama mucizevi temas anlarında ortaya çıkar. Hani hem komik, hem derin, hem de “bu dünyada hâlâ umut var” dedirten türden bir şeydir. — Dil ve Şükür: Birbirine Aşık İki Eski Dost “Dil ile şükür” deyince akla ilk olarak güzel cümleler, dualar, teşekkürler gelir. Ama biraz dürüst olalım: bazen bu şükürler otomatiğe bağlanmış gibidir. Mesela annemizin klasik “Elhamdülillah bugün de sağ salim…
Yorum Bırak